Thursday, December 30, 2010
Wednesday, December 29, 2010
MT
"Yıldıray" temalı çalışmanız hayırlı olsun Muzaffer bey! Flütünüzü götürmeyi unutmayınız." Bir rüyada Ayşegül Kadı söylüyor bunu.
Monday, December 27, 2010
Sunday, December 26, 2010
Tuesday, December 21, 2010
Tuesday, December 7, 2010
Sunday, November 28, 2010
Friday, November 26, 2010
Sunday, November 21, 2010
Saturday, November 20, 2010
Thursday, November 18, 2010
Dermenin urlarda...
Ali Tran taş kesen halleriyle gezme, eşinme dermenin urlarda.
Huydan gelen hayalara gider de, adamı tırıs teper.
Huydan gelen hayalara gider de, adamı tırıs teper.
Wednesday, November 17, 2010
Gözkubbe.
Aykınıp kalınca, gözkubbeler belirecek, itici
itici metinlerle üzerlerinde.
Alın yazısı diyeceğim ama kara.
itici metinlerle üzerlerinde.
Alın yazısı diyeceğim ama kara.
Monday, November 15, 2010
Nihavent böylersen
Nihavent burukluklarımızı çözelim artık, gel.
Zeytinyağında tebeşir, biber salçasında kılçık aramayalım.
Eşeğini bağla kapıya, anırsın.
Sopanı dik bahçeye, yeşersin.
Birazdan ezan okunacak.
Salavat etsen ehvendir.
Zeytinyağında tebeşir, biber salçasında kılçık aramayalım.
Eşeğini bağla kapıya, anırsın.
Sopanı dik bahçeye, yeşersin.
Birazdan ezan okunacak.
Salavat etsen ehvendir.
Aman Pervaşim
Aman Pervaşim, ben ekşi elma severim. Gittiğin akşam petrole bulanmış kuşlar temizledim. Sorayım, ötekini bilmem ama ben bunu boğarım.
Sunday, November 14, 2010
Saturday, November 13, 2010
Müddei
Ergani müddeiumumisi zile bastı.
Ak saçlı Hüseyin efendi doğruldu
hasır örgü oturağından.
06.49
13 Kasım 2010
Cumartesi
Ak saçlı Hüseyin efendi doğruldu
hasır örgü oturağından.
06.49
13 Kasım 2010
Cumartesi
Haşhaşlı bur
Ergül'ün sesi
gündüzün en kral siparişiydi.
Buram buram haşhaşlı burma
karın ortasında devrilen kamyona inat.
06.25
13 Kasım 2010
Cumartesi
gündüzün en kral siparişiydi.
Buram buram haşhaşlı burma
karın ortasında devrilen kamyona inat.
06.25
13 Kasım 2010
Cumartesi
Sarnıç
Oklie, kederlenmenin lüzumu yok!
Sarnıcın yanıbaşında güzel karpuzlar olacak, kes birini.
Aç radyoyu ve koy rakıyı...
Bekleme ki gelmesin yırtmaçlı kadın,
boydan boya kızıllar içinde.
06.21
13 Kasım 2010
Cumartesi
Sarnıcın yanıbaşında güzel karpuzlar olacak, kes birini.
Aç radyoyu ve koy rakıyı...
Bekleme ki gelmesin yırtmaçlı kadın,
boydan boya kızıllar içinde.
06.21
13 Kasım 2010
Cumartesi
Tonozlu
Tonozlu bir mantığın var nasılsa, Mecidiyeköy sırtlarında bir yerde okulun oralarda, aluminyum korkuluğa tutunursun selde geri sayım başladığında.
06.10
13 Kasım 2010
Cumartesi
06.10
13 Kasım 2010
Cumartesi
Friday, November 12, 2010
Sunday, November 7, 2010
5000
5000 sadece intikamın adı mı sandın?
Daha sarımsaklar, sandıkta çeyizlerler ve saçı bitmedik yetimlerin oy hakkı var sırada.
Daha sarımsaklar, sandıkta çeyizlerler ve saçı bitmedik yetimlerin oy hakkı var sırada.
Friday, November 5, 2010
Drippin' blood. Swearin' shit.
You rusted my diamonds
all my life.
Anyway. Anyhow.
The milk has soured.
The meat's gone bad.
The bread's been stale.
Don't tell me how,
tell me when.
all my life.
Anyway. Anyhow.
The milk has soured.
The meat's gone bad.
The bread's been stale.
Don't tell me how,
tell me when.
DB
Didar Benktaş gorillere Ovid okurken yakalandığında, kontes daha sokağa çıkmamıştı.
Ve saat 16.21 idi.
Ve saat 16.21 idi.
Friday, October 22, 2010
43
Ente Barente gölünün 43 kadem hicabında,
Hindenburg'dan düşürülmüş bir gümüş kalem
duruyor.
Yazdıklarından ayrı, yazamadıklarından uzakta.
Ah etmeyi bilse Herr Dunkell,
Katrina'nın yanında yattığı mezarından,
demez mi bana,
Ulan Mensch! Hindenburg kaç sefer yaptıydı?
Hangisine bindiydim de düşürdüydüm Meisterstück'ü?
Sana mı kaldı Ah ettirmek?
Katrina kim sana ne?
Hindenburg'dan düşürülmüş bir gümüş kalem
duruyor.
Yazdıklarından ayrı, yazamadıklarından uzakta.
Ah etmeyi bilse Herr Dunkell,
Katrina'nın yanında yattığı mezarından,
demez mi bana,
Ulan Mensch! Hindenburg kaç sefer yaptıydı?
Hangisine bindiydim de düşürdüydüm Meisterstück'ü?
Sana mı kaldı Ah ettirmek?
Katrina kim sana ne?
Thursday, October 21, 2010
Kuştluk etme emice, dime öyle.
Kuşluk vaktini sevin buyurmaz mı Kuvvacı Fikri
bir gün? O gün
kurudu suyu günbatımı rakılarının.
Elyevm zeytinin ezildi ruhu bir tuhaf çekirdek üstünde
de, içini yalmavuz ecinniler bastı bastı ezinenin.
Olup olup bitmezken bunların envai çeşit türü, günler günü
bir gün Kuvvacının nuru çerkez karı kayıp kırdı çarşıda leğenini.
Yattı boydan boya -havvanın olmasın varsın- ademin çamurunda
oysa kuşluk vakti çıkmıştı yazık hamamdan boydan boya yunup bir güzel
boydan boya yatası Kuvvacınan, de işte olmadı.
Olmadı Çerkezin çocuğu çocuğu dolayısıyla olmadı Kuvvacının
boydan boya kırık leğenden yatsa yatsa bile boydan boya
hangi kuşluk vakti, rakısız elbet çünkü etmez fark olsa da rakılı.
Günbatımı rakısı! Ey! Nelere kadirsin, fikrisin, çerkezsin bile,
belki tatar. Keşke tatar hem de özellikle.
Kuvveden fiile derler değildir emme öyle.
Belki hem de
Kuvvadan Fikre, Fikriye
olsadır acep?
bir gün? O gün
kurudu suyu günbatımı rakılarının.
Elyevm zeytinin ezildi ruhu bir tuhaf çekirdek üstünde
de, içini yalmavuz ecinniler bastı bastı ezinenin.
Olup olup bitmezken bunların envai çeşit türü, günler günü
bir gün Kuvvacının nuru çerkez karı kayıp kırdı çarşıda leğenini.
Yattı boydan boya -havvanın olmasın varsın- ademin çamurunda
oysa kuşluk vakti çıkmıştı yazık hamamdan boydan boya yunup bir güzel
boydan boya yatası Kuvvacınan, de işte olmadı.
Olmadı Çerkezin çocuğu çocuğu dolayısıyla olmadı Kuvvacının
boydan boya kırık leğenden yatsa yatsa bile boydan boya
hangi kuşluk vakti, rakısız elbet çünkü etmez fark olsa da rakılı.
Günbatımı rakısı! Ey! Nelere kadirsin, fikrisin, çerkezsin bile,
belki tatar. Keşke tatar hem de özellikle.
Kuvveden fiile derler değildir emme öyle.
Belki hem de
Kuvvadan Fikre, Fikriye
olsadır acep?
Wednesday, October 20, 2010
Küstükür
Errefin kınçı çaka çuka çırtınır dururdu.
Elindeki araka hiç mi hiç olmazdı salçalı şöyle ekmek atmalık, gömleğine sıçratmalık artı pilav ve artı cacık tabii ki yemek. Öğlene veya akşama ya da veyahut sahurda.
Niye şaştırdınız e mirim? Genilip ürkülünç zıprattırank ?
Ya havle turbaşank.
Ooo, hoooo,hooo.
Nooo. Xmas, michaelmas.
Ve dahi Necdet Elmas.
Türkiyenin ve Balkanların ilk gansteri.
İşte bu, işte böyle.
Hadi sen de söyle.
Elindeki araka hiç mi hiç olmazdı salçalı şöyle ekmek atmalık, gömleğine sıçratmalık artı pilav ve artı cacık tabii ki yemek. Öğlene veya akşama ya da veyahut sahurda.
Niye şaştırdınız e mirim? Genilip ürkülünç zıprattırank ?
Ya havle turbaşank.
Ooo, hoooo,hooo.
Nooo. Xmas, michaelmas.
Ve dahi Necdet Elmas.
Türkiyenin ve Balkanların ilk gansteri.
İşte bu, işte böyle.
Hadi sen de söyle.
Merih
Kızıl kaşlarını pardon taşlarını çatırdatarak baktı ve
"Ayaklarını sürüyorsun ve ay tozlarını kaldırıyosun" dedi.
Merih Mars olalı böyle tırsmamıştı.
"Ayaklarını sürüyorsun ve ay tozlarını kaldırıyosun" dedi.
Merih Mars olalı böyle tırsmamıştı.
20 Haziran 2010 Eskişehir 0714
...dediğin an
telaffuz edeceksin bizi
kumsalda bulup bak
yoksa ne altından kalkacağı var kimselerin,
yoksa olmaz hiç işim seninle.
İstersen bak güzel kızım
konuşsun arkamdan kukumavlar,
hedi hödü fisi kos.
Ne çok saymak istersen
onca emek verilecek
Dinlenmeyi teklif eder misin
lütfen küçük motifler halinde
Ah işte gönül bu
Selçukludan bu yana
iki çeşmi iki çeşme.
telaffuz edeceksin bizi
kumsalda bulup bak
yoksa ne altından kalkacağı var kimselerin,
yoksa olmaz hiç işim seninle.
İstersen bak güzel kızım
konuşsun arkamdan kukumavlar,
hedi hödü fisi kos.
Ne çok saymak istersen
onca emek verilecek
Dinlenmeyi teklif eder misin
lütfen küçük motifler halinde
Ah işte gönül bu
Selçukludan bu yana
iki çeşmi iki çeşme.
Tuesday, October 12, 2010
Monday, October 11, 2010
Subscribe to:
Posts (Atom)