Monday, April 30, 2012

Öne

Birkaç saniye öne geçseydin keşke.
Ya da ben. Birkaç sene. Seneler.

Sunday, April 29, 2012

Memeliyiz

Hatırlayın: Memeliyiz.

Gecikmemeliyiz. Geciktirmemeliyiz. Gerilememeliyiz. Germemeliyiz. Dönmemeliyiz. Döndürmemeliyiz. Esmemeliyiz. Kesmemeliyiz. Küsmemeliyiz. Küstürmemeliyiz...

Memeliyiz işte.

İtişmemeliyiz.

Kefeyrûk Gariplikleri #3

Bir Kefeyrûk türküsü olması kuvvetle muhtemel dediler:

"Kardan çıksa gelse Gazi Sultan,
dikse tuğu otağı, şu karşıki Kefeye.

Hannim gel, hannim git.

Bal koysam göynüme, yanına varmaya
İki teke, bir ala meke döşün yarmaya.

Hannim gün, hannim tan.

Esse de esse..."

Arkasını bilmiyorlar.

Ya da bildirmiyorlar.

Sal. Hiç.

Saliyotte, hayatın dikine dair hiç ama hiç bir fikrinin olmadığını biliyorsun değil mi? Ne kalkış ne oturup duruş götürecek seni iki cep iki cihar öteye. Hiç gitmediğin öteden, beriye gelmen hiç mümkün olmayacak. Sen bir karataşsın Saliyotte. Hiç tavaf edenin olmadığı gibi, hiç kimsenin kıblesi de olman söz konusu değil. Aşiretlerarası bir kavganın öznesi hiç olmayacaksın hiç yaşamadığın bucaklarında yerkürenin. Evren senin hiç farkında değil Sal, hiç umurunda değilsin hiçbir iotanın. Hiçsin.

Friday, April 27, 2012

Damar

Keskinsurat şebekli kravatını hiç böyle zurcalamazdı, yanılıyorsam söyle. Söyle ki elimin tersiyle itmeyeyim birtakım olasılıkları. Yanıma yamacıma çömerse, salmayayım çomarı şoparı şamarı üzerine. Damarı unuttun. Unutulmaz. Damar tuzlama mı olsun?

Seçilmişvaka Hüseyin

Kurdaklı, ne o surat?

Abi Seçilmişvaka Hüseyinseksenyedi'yi hatırlıyor musun? O çevirdi yolda, duvar dibine çekti. Yoksa selam verip geçecektim. Belki selam bile vermezdim de, 

Uzatma ne dedi onu söyle. 

Aliellibeş rötarlı gelecek, hakkınızda iyi olmaz, hazırlanın dedi.

 Nerden biliyormuş rötaryenli geleceğini? Düşündün mü? Sordun mu? Sormayı akıl ettin mi?

...

Etmedin tabii. Zaten bu suratını görmek için söylemiş bunları sana. Uyan.

 Uyan? Uyan. Haa. Günaydın, çay koydun mu? Saat kaç oldu?

Rol olacaksam...

Öyle bakıp kalma, gel ortağım ol, birlikte delelim ağları Ferhan ile Şiir Tahrir ile Zümre, Leyli ile Meccani misali...

Rol olacaksam ses olmak istemem ben, et olmak isterim.

Ne düşünüyorsan ol ben sakınmamı, söyledim.

Düşünmediğimi olurum, karar vereyim hele.


Odada niye kalmamış bu?

Wednesday, April 25, 2012

Git gel.

Aramak yok. Bulmak var.

Soru yok. Cevap var.

Gitmek yok. Dönmek var.

Var yok. Yok var.


Sunday, April 22, 2012

Kefeyrûk Gariplikleri # 2

Kefeyrûk Erdesi denen garip lalenin (?) yarı karanlık iki kare fotoğrafını gördüm diyebilirim sana. Göstereni söyleyemem. Göstermiş olurum birilerine ki, üçümüzün da sonu olur, bu da son olmaz...

Lale gibi işte. Yahut, bildiğim şeylerden en çok laleyi andırıyor. Ama gösteren, gelinciğe benzeyenini de duymuşmuş.

Hayal meyal bir minik balık var gibi yaprağın (?) sapa (?) bitiştiği yerde. Yaprağın (??) ardında ama balık (?)...
Gözünün (?) olduğu [gözü olduğunu düşündüğüm] yerde bir minik ışık seziliyor. Yayılmamış yüzeye, direk gelmiş objektife. Dijital olmasa, ya banyoda ya baskıda delindi bir şey diyeceğim ama telefondan baktım fotoğrafa. Onun displayinde bir piksel bozuksa bilmem. Ama ikinci karede de vardı. Ve açı değişikti, ve piksel aynı yerde değildi. Demek ki piksel değildi.

Neyse.

Balığın, Erde'de belirmesinden üç gün sonra, tan ağarırken toprağa düştüğünü, bir iki zıplamayla malûm dereye kavuştuğunu, bir süre hiç kıpırdamadan öylece durup sonra nereye gidiyorsa hızla gözden kaybolduğunu söylemişler bana gösterene.

Balık yemezmiş Kefeyrûk. Elini sürmezmiş. Çiçek dikerse saksıya veya kapı önüne, 'Buyur ya Sultan Gazi, bitmesin Erde bu yerde, yerim yer sözüm söz; çiçek çiçekliğine, pullu dere taşına; medet, gelmesin başıma...' der okuyup üflermiş.

Alt yazısız

Müdik h'okkey mi ayıbey? Bardon, aybey.

Höst lan. Langsam. Höstterreich Bundeskopf.
Nerelisin lan sen?

Kırk aramiler, kırkının karkası arkası arabîler

Boşuna umutlanmayalım, bunlar öldürsen birarayagelmeyeceksözcükler. Ama yanımda götürmek zorundayım bak:

- Kılağısı alınmamış bir anahtar
- Leblebisi aşağılansa ağlar bir innameki
- Gergin bir gergef ama turp rendesi aslında hayali
- Salgın saçak eğrek bacak bir bando hayhülesi
- Nerdengi ezgiçleri, boy boy
- Teravent hülasası, taneli aşber

Ve daha sırasını bekleyen nicesi.

Hava soğuk.

Hava, havada asılı duran soğuktan olacak, soğuk olacak.
                                                              Hıdır Atargüneş

Saturday, April 21, 2012

Grup golf oynamaya hazırmış.

Bunları içeceğiz, aralarında delil var mı? derken uyandırıldım. Grup sizinle golf oynamak için hazır efendim dedi çocuk. Golf mü? Grup mu? Benimle mi? Soğanı fazla mı kaçırmiştım acaba? Hurşide yandaki yatakta belli belirsiz horluyordu.

Wednesday, April 18, 2012

Olmak deme işte

Olmak o olmak mı, bu olmak mı?

Bo-ğul-mak düpedüz, dipediz.

Göz. Gez.

Gölçek

Gelayip Kamburunun gölçekte sırım sırım zebellahların beklediği kurma ağaçlarını bilir misin?

Altlarında çok gömüz satmışımdır, sanırsın bulunmaz develer. Görgüçü hümba, alaiti kirlek, hükmüne dünden yeniktir aslında.

Bakarsın tuz yalar, bakmazsın hıçınır şöyle kocaman kocaman.

Gömüz gütmesi de hançer kaşımak gibidir ha. Bir kaydı mıydı derinin altına, dirinin sonuna kadar yan yan gidersin eyle.


Monday, April 16, 2012

Alt turumcular

Alt turumcular pek yaman olmuş Kezapek teyze.
Ama şu heşbenek çocuğu bi çağırmadın kahvaltıya,
eskiyecek çubuklu pijamaları.

Sunday, April 15, 2012

Kefeyrûk gariplikleri # 1

Kefeyruk, ne mevsim olursa olsun, akmazmış da dururmuş gibi sessiz geçen bir ırmağın koynundadır. Garipliklerin ana yurdudur anlayana. Ne ki, herkesi almazlar içlerine; anlayış göstermek gerek. Sokmazlar köye, bir çitle çevrilidir, inanmazsınız.

Uzaktaki akrabalara yemin billah söz verdirilip sızan bir dizi şey vardır, onlar dahi kapalı kutudur. Başı varsa sonu tuhaftır. Sonu bir yere varacak sanırsın, başı unutturur insana nihayetinde.

"Kadim iki tepeye yaslı armudi kefeyi gördükte, Sultan Gazi, bir buyruk buyurmuş." rivayeti nicedir yörenin malı olmuş mesela. Oysa ne bir ferman çıkmış bu yönde bir yerlerden, ne çabalar sonuç vermiş bilinen Çelebi seyahatnamelerinde küçük de olsa bir ipucu bulma gayretleri vesaire. Sultan kim, niye Gazi belli değil. Buyruk ne demiş, bilen yok. Kefe Buyruk gide gele olmuş Kefeyrûk.

"Basitler", dışa sızmış birkaç olağanlıkmış. ilk sıradaki, niye Basitler denmiş diye sordurmaz bile.

Çobanın biri dönmemiş bir gün otlaktan. Sürü kendiliğinden köyün meydanında bitince, anlamamışlar önce, nedir.

Devrisi gün, ırmağın ikinci kıvrımında, su yanı yosunlu kocataşın üstünde, uçmasın deyi üstüne koca bir taş konmuş eski yazı bir risale bulmuşlar.

"Uçmak, çaredir vesselam. Eskaza..." kadarını okuyabilmişler.

Parka mı

Gocuk mu istedin?
         Yatma karlarda.
      Sakın.

KÇ - ÇK

Ah Myalim... Bir sözünüz yeterdi de artardı bize. Gelenler 8'er yumurta alsınlar, geçerken hiç sağ yana bakmasınlar, Korak Çanağına mı Çorak Konağına mı ne çalıp yumurtaları üstüne tükürsünler dediğiniz gün şrrrak diye kesildi ama hırka satışları. Koyunlar kırkılmaz oldu ardından çünkü yünün yüzüne bakan kalmadı.

Velakin yumurta öyle mi ya! Tavuklar 5'er altına vurdu.

Korak Çanağında mı Çorak Konağında mı ne, kokudan durulmaz oldu.

Friday, April 13, 2012

Pas hatası hataları.

İçtiler. Ve sustular.

Pas hatalarının vahşetine iliştiler.

Gevrilmez edimlerin kefaretinden göçtüler.


Thursday, April 12, 2012

dlb

Atalaaaar sa-hi-biiiin-de teeek-li-yorummm

Wednesday, April 11, 2012

Kapıda saika.

Ya, Melocan! İp, çoktan kıvamında ve de françoz kederli.

Ama ne çabuk ki unuttun, göbek şeklinde aya gittik biz o gün; 6 kişi ve 2 köpek...

Dergahın kapısında beklemekteydik iki gündür.

Saika demeye kalmadı, kamaştı kulaklar.

Eller kama, pala ve pıçakta olsaydı önce ben bilirdim.

Süngü ve nacak zaten yoktu. Hiç de olmayacak.

Tuesday, April 10, 2012

Bakman

Hengamesi içtir kişimin, gafa bakılmaz; kafaya kakılmaz.

Yok ki yok, değil.

Haşabî aklın erdiği yoktur.

Girella (la uzun okunacak) engesince süzülen süzülen ederinden ise hiç haberi olmamıştır.

Antaşıl kukalara ibibik dikmesi için annesine rüşvet mi verseydi diyenler yok değil.

Konu ribayet raconuna göre kandöküm aylarında ele avuca alınacaktır umarım.

Hayatta hiçbir şey olmak zorunda olduğu gibi olmak zorunda değildir dizisi, kelam 2

Öyle bir şey yok diye bir şey yoktur.

Sunday, April 8, 2012

Özkeza...

Bırılım kindardır. Eyelan damlarında sarkıt yetiştirir ama. Ekirbal ve şamar kinetiği belirginleşedursun, bakıl bakıl ve hicab et diyerek ağladığı söylenir.

Niye kin? Neye? yahut.

Öpülgen, öberra ve özlencihal başlarında durdukça duracaktır sonuçta...

Kinayet işlenir bir suç olmayacaktır uzun meseller boyunca.

Friday, April 6, 2012

Ateş ve pres

Ateşin ve stresin bebekleriydiniz.

Anılarınızı süt dişleriniz gibi döktünüz.
Orada burada.

Ve bakmadınız ardınıza. Hiç ki hiç.

Ardınız da ne ard ama!

Ataş ve presin şebekleri oldunuz.

Rejimsörün sonu olan paragraf buydu

Çıtırcık kuşlarıbaşı İkbal...

1.70 yaşlarındaydı. Göstermiyordu.

Yarı füs çeyrek mital gürledi. Apansız ve hikmeti engin derin.

Ellerim ayaklarıma buz kesti lapa lapa inlesem ayıp mı kaçacak. Herkes dönüp bana mı bakar?

Bilmiyorum ki bütün bunlara değer mi ortalıktaki?

Aloo, bu pasaj nereden ya? Senin bölümde bunların yarısı yazmıyor bendeki metinde.

Ne? Ne zaman? Bana niye haber verilmiyor?

Wednesday, April 4, 2012

Bahar

Bahar gelmiş Hatice!!!!!!